Private.ForumClan.Com PvP'nin Yeni Adresi
The Saboteur - 2009 212
Private.ForumClan.Com PvP'nin Yeni Adresi
The Saboteur - 2009 212
Private.ForumClan.Com PvP'nin Yeni Adresi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 The Saboteur - 2009

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
KoRSaN
Administratör
Administratör
KoRSaN


Cinsiyet Erkek
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 265
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 27/03/10
Yaş Yaş : 38
Nerden Nerden : Geldim Ben :)
Rep Puanı Rep Puanı : 90398402

The Saboteur - 2009 Empty
MesajKonu: The Saboteur - 2009   The Saboteur - 2009 Icon_minitimePaz Nis. 18, 2010 3:14 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

İkinci Dünya Savaşı oyunlarına bayılırım.
Konuya olan ilgimden dolayı -neredeyse- bütün II. D.S oyunlarını
bitirmişliğim vardır. Özellikle de The Sabotuer gibi –nispeten-
alternatif konuları ve oynayışı ele alan oyunları daha da çok severim.
Ayrıca, II.DS’nın en çok ilgilendiğim kısmı Fransız Direnişi olduğu için
bu oyun benim için biçilmiş kaftan. İlk açıklandığı ve videosunun
yayınlandığı günden bu yana büyük bir ilgil ile takip ediyordum bu
oyunu.

The Saboteur’da, Sean Devlin adında, Fransa’daki Nazi
işgalini zerre umursamayan bir İrlandalıyı yönetiyoruz. Sean etrafında
ölen Fransızlara aldırmadan gününü gün etmektedir. Kadınlarla zaman
geçirip, sabahtan akşama kadar sarhoş olmaktadır. Ta ki, yakın
arkadaşlarından biri Naziler tarafından öldürülene kadar. Sean’ın sabrı
orada son bulur ve dostunun intikamını almak için Fransız Direnişi’ne ve
İngiliz Haber Ajansı’na yardım etmeye karar verir.

Naziler
gelmiş. Hoş gelmemiş.

The Saboteur’un oyun temeli, “Will to
Fight”(Savaşma İsteği) denilen bir sistem üzerine kurulu. Oyun Paris’i
bizim önümüze sunuyor. İstediğimizi yapabileceğimiz bu koca şehirde
amaç; WtF’ı düşmüş olan bölgeleri cesaretlendirmek. WtF’ı düşük olan
bölgelere girdiğimizde oyunun renk paleti tamamı ile değişiyor. Nazi
işgali altında olan bu bölgelerde, her yer siyah. Tek görebileceğimiz
renk ise, Nazi Subaylarının kollarındaki gamalı haçlı bantlar. Eğer
WtF’ı düşük bir bölgedeysek, halk evlerinden çıkmaya cesaret edemiyor.
Nazileri gördükleri gibi kaçmaya başlıyorlar. Ama biz Nazilerin o
bölgedeki gücünü sarsmaya başladığımızda, halkın da kendine olan güveni
artmaya başlıyor ve sokaklarda bizimle kol kol savaşmaya, Nazileri
sokaklarından püskürtmeye çalışıyorlar. En sonunda o bölgedeki Nazi
hakimiyetine son darbeyi vurduğumuzda ise, renk paleti kendini siyah ve
beyazdan, normal düzene bırakıyor bırakıyor.

Eğer oyunun
videolarına bir göz atarsanız, oynayışın az çok Assassins Creed’e
benzediğini göreceksiniz. Sabotajcı olduğumuz için Nazilerle sıcak
çatışmaya girmek yerine, çatılarda gezerek, anahtar askerleri bir bir
öldürerek ilerlemek bizim açımızdan daha iyi olacaktır. Düşman hatlarına
sızmak için kamufulaj yeteneklerimizi kullanabilir, ya da öldürdüğümüz
üst düzey askerlerin üniformalarını giyerek kendimizi gizleyebiliriz.

Oyunun
genelinde yapacağımız iş çok da karışık değil aslında. Kilit noktaya
ilerle. Üst rütbeli askerleri öldür ve üniformalarını giy. Dikkat
çekmeden görevine doğru git. Bombayı yerleştir. Bu ana kadar sessiz
sakin hallettiğimiz görevimiz, işte buradan sonra şenlenmeye başlıyor.
Çünkü diplerinde patlayan bombanın sahibini arayan Naziler, eğer bizden
şüphelenirse, ölümüne bir kovalamaca başlıyor. Tabi ki tabanvay olarak
kaçmıyoruz koskaca ordudan. Elimizde yarış arabalarından, askeri
araçlara kadar geniş bir taşıt yelpazesi var. Çaldığımız araç ile
Nazileri, Fransa sokaklarında alt etmeye çalışıyoruz. Bu sırada Fransız
Direnişi’nden arkadaşlarımız da bize saklanacak yer veriyorlar tabi ki.
Görevleri
iki yolla yapabiliriz. İstersek az önceki paragrafta anlattığım
şekilde, sessizce; istersek de elimize otomatik tüfeği alarak seslice.
Pandemic her iki türlü oynayışı da oyuna yedirmeye çalışıyor. Oyun
boyunca –zorunlu durumlar dışında- hiç çatılardan inmeyiz ve çatışmaya
girmeyebiliriz, ya da sokaklarda Nazilere terör estirebiliriz. Bu
tamamen bizim oyun tarzımız ile alakalı.

Oyunun bazı yerlerinde
Naziler bizi sıkıştıracak ve tüm umudumuz onlarla cevap vermek olacak.
Bu mecburi çatışmalarda Nazi askerleri karınca sürüsü gibi üzerimize
akacak. Ama tabi ki bu tarz durumlarda yalnız başımıza değil, Fransız
Direnişi’nden dostlarımız ile beraber olacağız. Nazileri geri
püskürttükten sonra ise, o bölge Fransızların kontrolü altına geçecek.

Ekran
görüntülerine ve yayınlanan videolara bakacak olursak, The Saboteur
oldukça güzel gözükecek diyebiliriz. Özellikle de, WtF’ı düşük
bölgelerdeki siyah-beyaz ortam, oyuna çok güzel yedirilmiş. Nazi
askerlerinin kollarındaki gamalı haçlar ise ortamdaki gerginliği
pekiştirir nitelikde olmuş.

Arkadaşlar oyun Aralık’ın 8’inde PC,
PS3 ve Xbox 360 için piyasada olacak. Sizi bilmem ama ben merakla
bekliyorum bu oyunu. Yalnız tek kaygım, Assassins Creed gibi tek düze
olabilecek olması. Assassins Creed’i de büyük bir iştahla bekliyordum
ama yaptığımız şeylerin oyun boyunca aynı olması canımı sıkmıştı. Umarım
Pandemic bu hataya düşmez ve elimizden bıramayacağımız bir oyun sunar
bize.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://private.canadaboard.net
 
The Saboteur - 2009
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Left 4 Dead 2 - 2009
» Dragon Age: Origins - 2009

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Private.ForumClan.Com PvP'nin Yeni Adresi :: Bilgisayar Oyunları Forumu :: Oyun Tanıtımları-
Buraya geçin: